Sıkça Sorulan Sorular
Boşanma süreci esasen boşanma kararı alınmasıyla başlar. Hukuki olarak boşanma süreci yetkili aile mahkemesine boşanma dilekçesinin verilmesi ile başlar. Süreç mahkeme tarafından yapılacak yargılama ile devam eder. Yargılama süreci sonunda mahkeme boşanma kararı verir. Mahkemenin boşanma kararına karşı itiraz (istinaf) yolunun tüketilmesi veya hiç itiraz edilmemesi ile boşanma süreci sona erer.
Boşanma davasının nasıl açılacağı bakımından anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları birbirinden farklıdır. Çekişmeli boşanmada eşler arasında odak noktası ihtilaf iken, anlaşmalı boşanmada mutabakat vardır. Her iki tür boşanma davasının da açılması için yazılı bir dilekçe ile yetkili aile mahkemesine başvurulur. Boşanma dilekçesi taraflarca veya avukat aracılığıyla vekaleten hazırlanır. Dilekçe ekine çekişmeli boşanma davası ise deliller, anlaşmalı boşanma davası ise anlaşmalı boşanma protokolü eklenir. Adliyelerdeki tevzi bürolarına başvuruya istinaden tevzi bürosundan alınan tevzi formu ile gösterilen harçlar ödendikten sonra, dava dosyasının mahkemesi ve dosya numarası atanır. Bu şekilde boşanma davası açılır.
Boşanma davasını açarken gerekli evraklar; boşanma dilekçesi, nüfus cüzdan fotokopisi ve avukat varsa vekaletnamedir. Başvurudan sonra tevzi bürosundan harçların ödendiğine dair makbuz da gerekir. Ayrıca anlaşmalı boşanmada protokol, çekişmeli boşanmada delil listesi gerekebilir.
Çekişmeli boşanma davaları genellikle 5-6 celsede sonuçlanmaktadır. Celse araları ise mahkemenin iş yoğunluğuna göre değişebilmekle beraber ortalama 3-4 ay sürmektedir. İstinaf aşamasına gidilmeden kararın kesinleşmiş olması ve bununla beraber tarafların üzerinde anlaşamadıkları hususların azlığı göz önüne alınırsa çekişmeli boşanma davaları en az 1 yıl sürmektedir.
Anlaşmalı boşanma davasının, Türk Medeni Kanunumuzun 166. maddesinin 3. fıkrasına dayandığını söylemiş ve ilgili fıkra hükmünü yukarıda alıntılamıştır. Buna göre anlaşmalı boşanma davasının şartları aşağıdaki gibidir:
Taraflar arasındaki evlilik birliği en az 1 yıl sürmüş olmalı,
Eşler arasında boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ile müşterek çocukların(varsa) durumuna ilişkin olarak anlaşma sağlanmış olmalı,
Anlaşmalı boşanma davası, gerekli harç ve masraflar yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış olmalı,
Taraflar duruşma tarihinde bizzat duruşmaya katılmalı ve anlaşma şartlarını sözlü olarak onaylamalı,
Hakim tarafından tarafların ve çocukların menfaati gözetilmek suretiyle anlaşma şartlarında değişiklik yapılırsa, bu değişiklikler taraflarca kabul edilmiş olmalıdır.
Avukatlık mesleği bir serbest meslek faaliyetidir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’ inci maddesinde serbest meslek faaliyetinin tanımı;
“Sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” şeklindedir. Avukatlar hukuk alanındaki bilgi ve tecrübelerini diğer insanların istifadesine sunarlar. Nasıl ki bir doktorun özel muayene hanesine gidildiğinde bir ücret ödemeniz gerekiyorsa avukat bürosuna gidip herhangi bir hukuki sorunla ilgili soru sorulduğunda veya vekâleten iş takibinde bir ücret ödenmesi gerekmektedir.
Avukata ücret ödenmesi aynı zamanda yasal bir zorunluluk olup avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen değerler altında ücret sözleşmesi yapılması da yasaklanmıştır.
Dava açmak bir kişi veya kuruluş aleyhinde mahkeme önünde bir hak talebinde bulunmak demektir. Haksızlığa uğradığınızda, hakkınızı alamadığınızda mahkemeler araya girecek “Türk Milleti adına” yargılama yaptıktan sonra hakkınızı size teslim edecektir.
Bir avukat yardımından faydalanmayacak iseniz aşağıdaki soruları kendi kedinize sorunuz;
a) Dava açmak için yeterli bilgiye sahip olduğunuza emin misiniz?
b) Davanızı takip etmek konusunda kararlı mısınız? Dava açtıktan sonra takip etmeyi ihmal etmeniz, davanızın reddedilmesine veya açılmamış sayılmasına neden olabilir.
c) Davanızın olumsuz sonuçlanması halinde ne gibi sonuçlar doğuracağını değerlendirdiniz mi?
Bir avukatınız varsa sizi bu konularda tam olarak bilgilendirmesini talep ediniz;
a) Davanızın size maliyeti ne olacaktır? (Dava harcı, masraflar ve avukatlık ücreti vs.)
b) Davayı kaybetmeniz halinde katlanacağınız ek maliyet ne olacaktır? (Tamamlanacak dava harcı, karşı tarafa ödenecek avukatlık ücreti, mahkeme masrafları vs.)
c) Uğradığınız haksızlığın giderilmesi için başvurulabilecek başka hukuki yöntemler var mı?
Söz konusu davalar olduğu vakit hiçbir zaman hiçbir duruma kesin gözüyle bakılmaması gerekir. Bu nedenle hiçbir zaman “kesin” gibi bir kelime kullanıp müvekkillerimize bir taahhüt vermeyiz. Aksi takdirde hizmet değil umut satmış oluruz. Müvekkillerimize verebileceğimiz tek taahhüt dava veya işinizi elimizden gelen en iyi şekilde, en yüksek gayret ve çaba ile takip edeceğimizdir.
Boşanma davaları, anlaşmalı boşanma davası veya çekişmeli boşanma davası şeklinde açılabilmektedir. Eğer taraflar boşanma ve boşanmanın hukuki sonuçlarına ilişkin tüm hususlar üzerinde anlaşabiliyorlarsa, anlaşmalı olarak boşanmaları hem maddi, hem de manevi olarak süreci daha elverişli ve tahammül edilebilir kılacaktır. Ancak taraflar boşanma ve hukuki sonuçları üzerinde anlaşmaya varamıyorlarsa, örneğin her iki taraf da boşanmak istiyor olmakla birlikte müşterek çocuğun/çocukların velayetinin hangi tarafta bırakılacağı hususunda anlaşamıyorlarsa ya da nafaka veya tazminat hususlarına ilişkin olarak anlaşma sağlayamıyorlarsa, çekişmeli boşanma yoluna gidilmesi gerekecektir.
Türk Medeni Kanunumuzda yer alan çekişmeli boşanma davası türleri aşağıda yer almaktadır:
- Zina(Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası
- Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası
- Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası
- Terk Nedeniyle Boşanma Davası
- Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası
- Evlilik Birliğinin Sarsılması(Şiddetli Geçimsizlik) Nedeniyle Boşanma Davası
Boşanmada Çocuğun Velayeti Kime Verilir hususunda hakime takdir yetkisi verilmiştir. Hakim velayetin verileceği tarafa karar verirken dava konusu boşanma sebebine değil, 18 yaşını doldurmamış veya akıl sağlığı olmayan çocuğun üstün yararına yani menfaatine uygun karar verecektir. Cinsiyet, yaş ve cocuğun her iki ebeveyn ile ilişkisi hakimce göz önünde bulundurulur.
Çocuğun menfaati belirlenirken hem maddi ham manevi olarak hususlar dikkate alınır. Manevi olarak çocuğun hangi ebeveyniyle birlikte yaşamayı tercih edeceği, nerede psikolojik olarak bakımının daha iyi sağlanacağı değerlendirilirken; maddi olarak daha iyi eğitim ve gelecek sağlanacak, yaşam şartları açısından uygun ortama ve duruma sahip olan ebeveyn tercih edilecektir.
Velayeti talep eden tarafın çocuğa karşı ilgili olma, bakımını üstlenebilme durumu gibi çocuğun yararının dışında, bu ebeveynin akıl sağlığı, kötü davranışı, şiddete meyilli olup olmadığı, yaşama ortamı, bağımlılığı, ekonomik durumu, çocuğa muamelesi gibi kendi durumu da dikkate alınacaktır. Ayrıca çocuğun ihmal edilmesi ve sorumluluğunun başkasına bırakılması, diğer ebeveynden kaçırılması, terk edilmesi ve olumsuz olarak yönlendirilmesi hakim tarafından mutlaka dikkate alınacaktır.
Boşanmada Çocuğun Velayeti Kime Verilir hususunda hakime takdir yetkisi verilmiştir. Hakim velayetin verileceği tarafa karar verirken dava konusu boşanma sebebine değil, 18 yaşını doldurmamış veya akıl sağlığı olmayan çocuğun üstün yararına yani menfaatine uygun karar verecektir. Cinsiyet, yaş ve cocuğun her iki ebeveyn ile ilişkisi hakimce göz önünde bulundurulur.
Çocuğun menfaati belirlenirken hem maddi ham manevi olarak hususlar dikkate alınır. Manevi olarak çocuğun hangi ebeveyniyle birlikte yaşamayı tercih edeceği, nerede psikolojik olarak bakımının daha iyi sağlanacağı değerlendirilirken; maddi olarak daha iyi eğitim ve gelecek sağlanacak, yaşam şartları açısından uygun ortama ve duruma sahip olan ebeveyn tercih edilecektir.
Velayeti talep eden tarafın çocuğa karşı ilgili olma, bakımını üstlenebilme durumu gibi çocuğun yararının dışında, bu ebeveynin akıl sağlığı, kötü davranışı, şiddete meyilli olup olmadığı, yaşama ortamı, bağımlılığı, ekonomik durumu, çocuğa muamelesi gibi kendi durumu da dikkate alınacaktır. Ayrıca çocuğun ihmal edilmesi ve sorumluluğunun başkasına bırakılması, diğer ebeveynden kaçırılması, terk edilmesi ve olumsuz olarak yönlendirilmesi hakim tarafından mutlaka dikkate alınacaktır.
Evlilik birliğinin hukuki açıdan ortadan kaldırılması ile kusuru olmayan ya da diğer eşe oranla daha az kusuru bulunan tarafın boşanmada tazminat hakkı saklı tutulmaktadır. Boşanmadan sonra kusursuz ya da daha az kusurlu olan tarafın beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenmiş olabilir. Bu durumda kusursuz ya da diğer tarafa kıyasla daha az kusurlu olan taraf “maddi tazminat” talebinde bulmalıdır. Manevi tazminat ise evlilik birliğinin sona ermesine sebep olan olaylardan dolayı psikolojik açıdan yıpranmış, acı, elem ve keder içinde olan tarafın diğer taraftan bulunduğu taleptir. Burada korunan hukuki değer kişilik haklarıdır. Kişilik haklarına saldırılan tarafın manevi tazminat hakkı boşanma sürecinde gözetilir.
Ülkemizde dört çeşit nafaka uygulaması söz konusu olmaktadır. Kanunda ve uygulamada her nafaka tipinin hukuki statüsü ayrı ayrı düzenlenmiş olup, bu nafaka türlerinden herhangi birine hükmedilebilmesi için farklı şartlar öngörülmüştür. Dolayısıyla her bir somut olayın kendi özelinde değerlendirilmesi söz konusu olacaktır. Hukuk sistemimizde yer alan nafaka türleri:
- Tedbir Nafakası,
- Yoksulluk Nafakası,
- İştirak Nafakası ve
- Yardım Nafakası şeklinde sayılabilir.
Çekişmeli boşanma davalarında deliller, vakaların ispatında kullanılır. Çekişmeli olmayan ve tarafların üzerinde anlaşma sağladıkları hususların ispatı için delil sunulmasına gerek yoktur, zira zaten taraf iradeleri esas alınır. Ancak çekişmeli olan ve taraflar arasında anlaşmazlık yaratan hususların hukuka uygun deliller ile ispatı gerekir. Boşanma davalarında hukuka uygun birçok delil sayılabilir: Banka dekontları ve banka hesap dökümleri, mesajlaşma ekran görüntüleri, telefon arama ve kısa mesaj(SMS) kayıtları, tanık beyanı, uzman görüşü, bilirkişi raporu, düğün CD’leri ve nüfus kayıtları bu delillerin başında gelir.
Kural olarak, boşanma davasında bir avukat ile birlikte çalışma zorunluluğu yoktur. Ek olarak belirtmek gerekir ki Türk Hukukunda hiçbir dava için avukat tutmak zorunluluğu yoktur. Ancak sürecin daha profesyonel yürütülmesi ve herhangi bir hak kaybına uğramamak adına, güvendiğiniz ve tercih ettiğiniz bir avukat ile anlaşmak daha güvenli olacaktır. Özellikle çekişmeli boşanmalar söz konusu olduğunda dava ile özel olarak ilgilenecek bir avukat olması yarar sağlayacaktır.
Evlilik birliğinin kurulması ile birlikte evlenen taraflar arasında maddi ve manevi bir hukuki statü kurulmaktadır. Evlenmiş olan çiftin evlilik birliği süresince edindikleri malların hukuki statüsü, mal rejimleri çerçevesinde değerlendirilir. Boşanmada mal paylaşımı iki şekilde gerçekleştirilebilir:
- Anlaşmalı boşanmada taraflar mal paylaşımının nasıl gerçekleştirileceğini sözleşme özgürlüğü kapsamında serbestçe seçebilir veya
- Anlaşmalı veya çekişmeli boşanma sonucunda mal paylaşımına ilişkin olarak dava açılabilir ve mal rejiminden kaynanlanan alacak kalemleri talep edilebilir.
Evlilik birliğinin kurulması ile birlikte evlenen taraflar arasında maddi ve manevi bir hukuki statü kurulmaktadır. Evlenmiş olan çiftin evlilik birliği süresince edindikleri malların hukuki statüsü, mal rejimleri çerçevesinde değerlendirilir. Boşanmada mal paylaşımı iki şekilde gerçekleştirilebilir:
- Anlaşmalı boşanmada taraflar mal paylaşımının nasıl gerçekleştirileceğini sözleşme özgürlüğü kapsamında serbestçe seçebilir veya
- Anlaşmalı veya çekişmeli boşanma sonucunda mal paylaşımına ilişkin olarak dava açılabilir ve mal rejiminden kaynanlanan alacak kalemleri talep edilebilir.
Boşanma davası aile mahkemesinin görev alanına girmektedir. Nitekim boşanma Türk Medeni Kanununun Aile Hukuku’na ilişkin bölümünde yer alır. Aile mahkemeleri özel mahkemelerdir. Mahkeme boşanma davası ve boşanmayla ilgili olabilecek hangi ihtilaf varsa her türlü davayı görebilir.
Evlilik birliğinin kurulması ile birlikte evlenen taraflar arasında maddi ve manevi bir hukuki statü kurulmaktadır. Evlenmiş olan çiftin evlilik birliği süresince edindikleri malların hukuki statüsü, mal rejimleri çerçevesinde değerlendirilir. Boşanmada mal paylaşımı iki şekilde gerçekleştirilebilir:
- Anlaşmalı boşanmada taraflar mal paylaşımının nasıl gerçekleştirileceğini sözleşme özgürlüğü kapsamında serbestçe seçebilir veya
- Anlaşmalı veya çekişmeli boşanma sonucunda mal paylaşımına ilişkin olarak dava açılabilir ve mal rejiminden kaynanlanan alacak kalemleri talep edilebilir.